KULAK VERİN BU ÇAĞRIYA..
DOĞARKEN FARKI DOĞMADIK,
AYIRMA BİZİ KENDİNDEN,
YAKIŞMAZ BİZE İKİLİK,
AYIRMA BİZİ KENDİNDEN..
demişti yağmur gönüllü ozan Muhlis AKARSU. Ayırdılar. 2 Temmuz 1993'te Sivas’ta insanlığı utandıran bir vahşetle yaktıkları 37 candan biriydi..
Neydi işlerine gelmeyen, paylaşamadığımız?..
Bugünlerde aklıma gelip duruyor;
BEYLER TAHTINDAN İNERLER,
AYAKSIZ ATA BİNERLER,
TOPRAĞA GÖMÜP DÖNERLER,
BİR DOST, BİR POST YETER BANA.. demişti Seyit Sefili de..
Herkes binecek o “ayaksız at” tabuta..
Mazlum gibi zalim de, alleme-i cihan da..
Oysa hepimize yetecek kadar nimet var Dünya’da..
Her geçen gün talan edilse de;
Toprağımız bitek, sularımız coşkulu, doğamız can fışkıran cinsten..
Otumuz deva, suyumuz şifa, her canımız ayrı bir dünya, umman-ı derya..
Bir de kardeşçe yaşasak, olmaz mı ya?
Çok bişeye ihtiyacımız da yok aslında..
Dünya dolu malımız olsa kursağımız kadar yiyebiliriz anca.
Ne bu doymazlık, ne bitmez kavga?..
“BU YIL BÖYLE GİDERSE, HALİM HARAPTIR BENİM!” diyordu ya bir Anadolu Türküsü..
Birimizin değil hepimizin hali harap olacak, dümeni hep çatışmaya kırdıkça..
Ve değil bölüşemediğimiz için kavga edecek, gömülecek bir karış toprağımız kalmayacak sonunda..
Bütün inançların öbür dünyada vaadettiği ilahi huzura bu dünyada kavuşmak için;
Birbirimizsiz bir yaşamın mümkün olamayacağını anlamaktan,
Her varlıktaki Tanrısal Öz’e ve yaşam hakkına saygı göstermeyi öğrenmekten,
“Ayaksız At”ı hiç akıldan çıkarmadan, yaratılan herşeyi koruyup kutsamaktan,
Birlik olunca ne mucizeler yaratabileceğimizi görüp bu uğurda çalışmaktan,
Bu toprakları bize yurt edenlerin sorumluluğunu hep duyup emanetlerini korumaktan.. başka çaremiz yok..
Tek bir kurtuluş yolumuz var; SEVGİ..
“Bizi yakar bizim ateş, söndürmektir tek çaresi..” demişti Koca Veysel..
Ey uygarlıklar beşiği, bilgeler diyarı Anadolu'nun kadim çocuğu, canım kardeşim;
Biz kimiz ki ilahi bir birlik ve düzenle dönen bu evrene kafa tutalım?
Ateş bizi sadece ısıtsın, aydınlatsın. Gel söndürelim içimizdeki kini..
Bir hiç olduğumuzu görecek duruma düşmeden, özümüzdeki Hakk’la buluşmak,
Dava Ayaksız At’tan sonrasına kalmadan insanlığın birliğindeki kudreti farketmek hepimizin hayrına..
Gel biz sevgiden, kardeşlikten yana duralım. Ağıtlar yerine hep bir ağızdan türküler söyleyelim. Anadolu'muzun eşsiz dokusuna uygun, el ele yaşayalım..
Dirlik - düzenlik, bolluk - bereket, kardeşlik ve ağız tadı için;
Hadi yanından bir sokulmalık yer aç ya da gel yanıma,
Yüreğimin sıcaklığına uzat elini..
Anca böyle buluruz Hakk'ın yolunu..
Canımı alma, can kat canıma..
Öznur TANAL
21 Şubat 2017
ANTALYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder