- Bi öhsüz gız varımış. Bi gün zibillikten (çöplük) bi boncuk bulmuş, ağzına gatmış. Garnı şişmiş, şişmiş. “Öhsüz gız gebesin!”, demişler. O da “- Girdiği yerden çıkar o!” demiş. Bi tınsırmışımış ( hapşurmuş ) burnundan bi kipri düşmüş, horaya oturmuş.
Ay geçmiş, gün geçmiş, kipri bi gün;
- Ana bana padişahın kızını iste, deyo.
- Oğlum sen bi kiprisin, sana patışah gızını verir mi? diyo.
- Sen iste hele, deyo kipri.
Anası gedip varıyor saraya.
- Altın sandalyeye mi oturusun, gümüş sandelleye mi? deyolar. Altın sandelleye oturuyo.
- Bilemedin. En, en, en! deyollar.
- Bildim de oturdum, deyo. Patışahım, Allah'ın emrinne, peygamberin gavlinne benim Hasan Bey’e kızını vereceksin, deyo.
- Nası bir şey Hasan Bey? deyi soruyo patışah.
- Yumruk kadar bi kipri, deyo kadın.
“ Ha, bu işte bir iş va!?” deye düşünüyo patışah.
- 4 şartım var, yaparsa veririm gızımı, deyo.
- Nedur o şartlar?
- tıngıraklı bi değirmen,
- evimden üstün ev,
- bağımdan üstün bağ,
- bi de atsız, gamçısız bi arabayı bi karayılan sürüp gelecek, deyo.
- Pekeyi, deyip ayrılıyor saraydan. Eve gelip oğluna olannarı anladıyo.
- Yapabili misin bunları? deyo.
- Heç gorkma, beni bulduğun yere get;
“-Analık, analık, Hasan Bey tıngıraklı değirmen isdöyo” de, deyo..
Kadın gediyo zibilliğe;
“ - Analık, analık” diye sesleniyo. Bi memeği (memesi) yerde, bi memeği göğde bi gadın çıkıyo;
- Buyur, deyo..
- Hasan Bey tıngıraklı değirmen isdöyo, diyo. Bi tıngıraklı değirmen veriyo eline. Bi çeviriyo, bi ev yapıyo, bi bağ yapıyo, herkes sabah oldu sanıyo evin şavkarışından. Bi araba goşuyo, hiç kimse yok, bi gara yılan elinde gamçı, padişahın evinin önüne varıyo.
- Haydi faslın bitti, deyo.. Gızı alıyo, kiprinin evinin önüne endiriyo. Hasan Bey gıza;
- Benim üç günüm galdı, üç gün sonra insan olacam, bu arada sakın gayfayı (kahveyi) daşırma deyo.. Misafir geliyo, gaynanası ;
- Gızım gayfa bişir, deyo.. Analık bu arada hızmat buyuruyo (yapması için bir iş veriyor). Hu yandan hu yana dönesiye gayfa “fış” deyi daşıyo. “Allahısmarladık” deyip Hasan Bey göğe uçup gediveriyo. Get Allah, get Allah, Avlan Beli’ne (Elmalı-Finike arasında bir bel) bi han - hamam yapdırıyo gız. Gelene Hasan Bey’i soruyo, geçene Hasan Bey’i soruyo. Çeldingırından (yöresel bir yer adı) bi Yörük geliyo;
- Ben bi bardak gördüm, göğden geliyo, çeşmeden dolup gediyo, deyo.
- Beni ora götürün mü?
- Götürrüm, deyo. Haydi varıyollar.
- Hanım, hamamım senin olsun, deyo. Bardak göğden geliyo, dolup göğe uçacanda yapışıyo, haydi. Bardak gızı alıp götürüyo. Varmışımış Hasan Bey yatıpduru, bi ünü yerde, bi ünü göğde.
- Sen nasıl geldin bura? Seni anam yer hindi (şimdi), deyo.
- Yemez, deyo. Oraya sakloyo. Az sonra anası geliyo.
- Öf Hasan Bey’im öf, burnuma ıssan (insan) kokusu geliyo, deyo. Bi seni durdutdurmadı. "-Gayfayı daşırma!" dediydim gayfayı daşırdı. Habar ver de dişimin govuğuna sokuveriyim, deyo.
- Ana ıssanoğlu nerden gelsin bura, haydi, deyo.
- Ne yecen (yiyeceksin) Hasan Bey?
- Ördek.
- Ne yecen Hasan Bey?
- Gaz. Üç gün böyle davam ediyo, bakıyo olacağı yok. Garıyı yıldırım ediyo, gendi şimşek oluyo, haydi. Anaları bi gelse, örüzger, (rüzgar) yoklar. Bi tanıyıverse (baksa) göğde gedip gederler. Zzzz, arkalarından seğirdiveriyo (koşuyor), anaları gelip gelir. Hemen duruyo, bi değirmen ediyo garıyı, dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık. Gendi de sebi (sahibi) oluyo. Zzzzz üstlerinde. Biliyo ya netsin?
- Değirmençi, heç bi gızına bi oğlan geçmedi mi buradan? deyo.
- Ne arasın deze, geçmedi, deyo. Bakdı anası uzadı, bi daha gakıveriyo, haydi. Bakdı, gördü anası gene geliyo, garıyı bi bostan tarlası ediyo, gendi seebi (sahibi) oluyo, oturuyo başına.
- Bosdancı bi bosdan verin mi?
- Gök (ham) daha bosdanım, vermem, deyo. Ordan gakıyollar, gene dönüveriyo Hasan Bey. Anası uzayınca bi daha varıveriyo. Anası baksa ki Hasan Bey gedip geder. Dönüveriyo, anası höyle (şöyle) gelmiş olmuş. Bi sevli ediyo garıyı, gendi de bi gara yılan oluyo, başını höyle goyo sevliye, duragoyo.
- Hasan Bey, beni çok yordun, sesden (seslen), biliyom kim olduğunu deyo.
- Ana, yersin, deyo.
- Hasan Bey, çengel ağacından asılıyım yemem, gendini bildir bana, deyo.
Bi açıyo ki dünne (dünya) gözeli.
- Ay oğlum, böyle gözelidi de neye gaçdın sen? deyo.
Onlar ermiş muradına. Inşalla sen de erersin de görürük...
Derleme Yeri: Antalya - Elmalı Akçaeniş Köyü
Derleme Tarihi: 29 Temmuz 1993 Perşembe
Kaynak Kişi: Güler ATLI (Sütçü)
Derleyen: Öznur TANAL (Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğü Halk Kültürü Araştırmacısı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder